Z Dergi Mobil Uygulamasını
ÜCRETSİZ HEMEN İNDİRİN!

Mobil Websitesine Devam Et >>

Âyetullah Mar'aşî-yi Necefî Elyazma Eserler Kütüphanesi
Yusuf Turan Günaydın

Yazı Boyutu: a a a
Okuma Modu

Âyetullah Mar'aşî-yi Necefî Elyazma Eserler Kütüphanesi
Yusuf Turan Günaydın

https://www.zdergisi.istanbul/makale/ayetullah-marasi-yi-necefi-elyazma-eserler-kutuphanesi-574

Mayıs 2009’da Tahran Kitap Fuarına katıldık. Ardından iki saatlik bir yolculukla dinî merkez olan Kum şehrine vardık. Amacımız yazma eserleriyle ünlü Âyetullah Mar’aşî-yi Necefî Kütüphanesini ziyaret etmekti. Daha önceden randevu alındığı için bekleniyorduk. Bizimle birlikte başka ülkelerden gelen misafirler de kütüphaneyi gezeceklerdi.Bir görevli bize yazma eserlerin bulunduğu büyük salonu gezdirmeye başladı.

Kütüphanede ağırlıklı olarak Âyetullah Mar’aşî’nin (1897-1990) gençliğinde, fakir bir mollayken büyük fedakarlıklarla toplamaya başladığı yazmalar yer alıyor. Görevlinin anlattığına göre Âyetullah Mar’aşî kitaplarının çoğunu, parası olmadığı için —Şia fıkhındaki bir hükme binaen— karşılığında günlerce vekaleten namaz ve oruç tutarak elde etmiş. Bunun dünyada başka bir örneğinin olduğunu sanmıyorum. Bu fedakarlığa katlanmasına ise Batılı müsteşriklerin İran’dan satın aldıkları yazmaları ülkelerine götürmeleri sebep olmuş. Mar’aşî’nin bu gayreti sayesinde birçok elyazması eserin yurtdışına kaçırılması önlenmiştir.

1960’ta faaliyete başlasa da kütüphanenin kuruluş merhalesi asıl itibariyle Âyetullah Mar’aşî‘nin Necef‘ te ilim tahsil ettiği döneme tekabül eder.1 O, İslam dünyasında yazma eserlerin önemine pek kimsenin vâkıf olmadığı bir ortamda bu yolda yalnız başına mücadele etmiştir. Hatta Mirzâ Abdullah Efendinin Riyâzü’l-Ulemâ adlı elyazmasını satın almak için hapse dahi düşmüştür.

Âyetullah Mar’aşî önce değerli matbu ve elyazması kitapların bir listesini hazırlamış ve zamanla bunları satın almaya başlamıştır. Mali gücü yetersiz olduğu için günlük yemeklerinden bir öğün azaltmış, şahsî harcamalarından kısarak, namaz ve oruç borcu olanların yerine namaz kılıp oruç tutarak (isticarî namaz-oruç) ve geceleri bir pirinç atölyesinde çalışarak elyazması eserleri alacak parayı kazanmaya gayret etmiştir.

Âyetullah Mar’aşî bir İran yolculuğunun sonunda Kum’a yerleşincekütüphanesini de buraya taşımıştır (1925). Necef’te başladığı elyazması toplama çabasını İran’da da sürdürmüş, dünyanın her tarafındaki kitap dostlarıyla yazışmış, âlimler ve İslam ülkelerindeki üniversitelerle ilişkiler kurmuştur. Bu arada İran’ın önemli araştırmacı ve kültür adamları cuma günleri Âyetullah Mar’aşî’nin kişisel kütüphanesinde mevcut elyazması nüsha ve kitaplardan yararlanmak üzere Kum’a gidiyorlar, kitaplardan faydalanıp ilmî görüşmeler yapıyorlardı.

Kitapların günden güne artması ve evinin kitapları almaması üzerine Âyetullah Mar’aşî yüzlerce cilt yazma eseri İran ve dışındaki çeşitli üniversite ve medreselerin kütüphanelerine bağışladı. Yine de bütün bu bağışlar yer sorununu çözüme kavuşturamadı. Sonuçta Kum’un İran caddesinde bir medrese kurdu ve medresenin bir salonunu kütüphaneye dönüştürdü. Buraya ilgi yoğunlaşınca söz konusu medresenin üçüncü katını kütüphaneye tahsis ederek 10 Aralık 1960’ta bir törenle kullanıma açtı.

Bir süre sonra bugün Âyetullah Mar’aşî-yi Necefî caddesi olarak isimlendirilen bölgede yaklaşık bir dönüm arsa satın aldı ve müstakil bir kütüphane binasının temelini 1970’te kendi eliyle attı. Kütüphane dört yıl sonra, 5 Eylül 1974’te görkemli bir törenle “Kitâbhâne-i Mevkufe-i Âyetullahi’l- Uzmâ Mar’aşî-yi Necefî” adıyla resmen açıldı. Açıldığında yaklaşık 16 bin matbu ve yazma kitaba sahipti. Sonraki yıllarda kütüphanenin matbu ve yazma koleksiyonları artmıştır.

Kütüphanedeki 50 bine yakın yazma eserin 30 bin küsurunu Âyetullah Mar’aşî, kalanını ise oğlu Seyyid Mahmud Mar’aşî-yi Necefî toplamıştır. Kütüphanedeki dinî kitaplar sadece Şiî mezhebine göre telif edilmiş eserlerden ibaret değildir, ehlisünnet âlimlerinin kaleme aldığı eserler de mevcuttur. Bu arada matbu birçok eser de bulunmaktadır. Büyük bir odası sadece dünyanın hemen her yerinde — bu arada Türkiye’de de— yayınlanmış bibliyografik eserlere tahsis edilmiştir. Ayrıca kütüphane binasının alt katı bir kitap hastanesi olarak düzenlenmiştir. Burayı gezerken güveler tarafından dantel gibi işlenmiş perişan görünümlü yazmaların hangi işlemlerden geçirildikten sonra ele alınabilir hale getirildiğini teferruatlı bir şekilde görmek mümkündür.

Faaliyete başladığı ilk günden itibaren kurucusunun vasiyeti uyarınca kütüphanenin vakıf başkanı Âyetullah Necefî’nin büyük oğlu Hüccetü’l-İslâm Dr. Mahmud Mar’aşî-i Necefî’dir. Gerçek bir kitap dostu olan Mahmud Mar’aşî kütüphanenin Türkçe yazmalar fihristini Fihrist-i Nüshahâ-yı Hattî-yi Türkî adıyla hazırlamıştır.2 Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’ndeki “Âyetullah Mar’aşî” maddesini de o kaleme almıştır.3 Kütüphanecilik ilmini bilen Mahmud Mar’aşî kütüphanenin biçimlenmesinde önemli rol oynamıştır. Babası da onun bu rolünü “gerçekte bu kütüphanenin kurucusu odur” diye vurgulamıştır.