Kütüphane Âdabı
Z
Kütüphane Âdabı
Z
https://www.zdergisi.istanbul/makale/kutuphane-adabi-464
Kamuya açık bir kütüphanenin olmazsa olmaz adap kuralları vardır. Yolu buralara düşen herkes bu kurallara uymalıdır.
İlk akla gelen elbette sessizliği muhafazadır. Kütüphanelerin okuyucu salonu denilen kamuya açık kısmında sohbet edilmez, kendi kendine dahi konuşulmaz. Hatta biraz abartacak olursak, konuşana sus bile denmez. Burada herkesin kafası meşguldür, dikkatini dağıtmak elbette uygun görülemez.
Kütüphanelerde kitap isteme işlemi dahi fi ş doldurularak yapıldığından okuyucuyla ilgilenen görevliyle konuşmaya da hacet yoktur. Tabii yanlış fi ş doldurmalar, yerinde bulunamayan kitaplar vs. için okuyucuya kısmen açıklama yapılması gerekebilir. Ama bunun yolu da bellidir: Mümkün olduğunca küçük harfl erle konuşmak.
Konuşma dışındaki “gürültü” çıkarma sebepleri de kütüphanelerde hoş karşılanmaz. Sandalyenizi sürükleyerek veya kaldırıp pat diye yere bırakarak çıkartacağınız bir gürültü kütüphanede ses yankılanmasına da sebep olabileceğinden hışımlı bakışları üzerinize çekebilirsiniz. Bu sebeple bazı kütüphanelerde masalar yere tam anlamıyla sabitlenmiştir, isteseniz de kıpırdatamazsınız ama sandalyeler için durum daha zordur. Gerçi bazı kütüphanelerde sandalyelerin ayaklarına keçe yapıştırılarak bu sorun halledilmeye çalışılmıştır.
Kitap sayfalarını şak şuk çevirmek de kütüphanede gürültü olarak algılanır. Hadi kitaplar neyse de geniş sayfalara sahip gazete koleksiyonlarının sayfalarını çevirirken söz konusu sayfa şakırtısını önlemek mümkün müdür diyenler olabilir. Evet, bu oldukça zordur ama önlenemez de değildir. Bu alanda tedbirlerinizi kendinizce geliştirmelisiniz.
Eskiden üniversite kütüphanelerinin çoğuna palto, pardesü vs. gibi dışarı kıyafetleriyle girilmezdi. Bu durumda giysilerin birbiriyle karışması veya nadiren de olsa kaybolması sözkonusu olabiliyordu. Bu gibi sebeplerle olsa gerek, bu uygulama kaldırılmış görünüyor. Gerçi bu aksaklıkları önlemek üzere özellikle lisansüstü araştırmacılara hizmet veren bazı kütüphanelerin girişlerinde okuyucu için anahtarlı küçük dolaplar tahsis ediliyordu. Artık bu uygulamaya da pek rastlanmıyor. O zaman giysilerinize kendiniz sahip çıkmak zorundasınız. Kütüphanenin o düzenli karmaşası içinde bunların herhangi bir kalabalık teşkil etmemesini, elinize ayağınıza dolanmamasını bir şekilde sağlamalısınız.
Kütüphanelerin okuyucu salonlarına dışarıdan kitap da sokulmaz(dı). Ne olur ne olmaz, kitap cinsi birbirine çok benzer, karışabilir, en iyisi tedbirli olup özel kitaplarınızı yanınızda getirmemek, getirdiyseniz de çantanızdan çıkartmamak.
Bir kütüphanede öğrenciler için ders çalışma salonları varsa ne âlâ, eğer yoksa araştırmacılara tahsis edilmiş salonları öğrencilerin sırf ders çalışmak için işgal etmemesi de adaptandır.
Kitaplar da kendilerince bir cana sahiptir, okuyucudan asgari bir nezaket beklemek haklarıdır. Onlara odun (selüloz) muamelesi yapılamaz. Sayfayı çevirmek, açık tutmak, kitabı yıpratmadan işaretlemek birtakım incelikler gerektirir. Mesela istediğiniz sayfayı daha sonra kolayca bulmak için, özellikle ciltli kitaplarda bulunan ibrişim şeritten faydalanabilirsiniz. Her ciltli kitapta bu şeritten bulunmadığını göz önüne alarak yanınızda kitap ayraçları götürmenizi önerebiliriz. Nasılsa bütün kitapçılarda bol miktarda bulunabiliyor. Kesin bir dille belirtelim ki işaretlemek için sayfayı ucundan katlamak katiyen kabul edilemez.
Kitabın işinize yarayan sayfalarını yırtmak ve cebinize, çantanıza atmak bir adap konusu olmaktan ziyade bir suçtur, şiddetle kaçınılmasını hatırlatmaya dahi gerek yoktur.
Bazı okuyucuların ciltli kitapları sırtının üst tarafından çekiştirerek raftan alıverme alışkanlığı vardır ve bu da kitap ciltlerine çok zarar verir. Söz konusu alışkanlığa sahip okuyucu bundan acilen vazgeçmelidir.
Boyumuzun yetişmeyeceği kadar yüksek rafl ardan kitap çekmeye çalışmamalıyız. Hele bunu yaparken rafl ara abanmak bazen kazayla sonuçlanabilir. Bunun yerine salonu görevlilerinden portatif merdiven talep edebilirsiniz veya bu işlemi onların yapmasını isteyebilirsiniz.
Kütüphanede bir şey yenilip içilmez. Bu sebeple kütüphanelerde genellikle kantin gibi mekanlar vardır; bu tür ihtiyaçlarınızı buralarda giderebilirsiniz.
Hep okuyucu için yazmayalım. Salonu görevlileri için de bazı adap ve erkan kuralları vardır elbette. Bu görevlilerin son derece nazik ve güleryüzlü olmaları gerekiyor. En önemlisi de işini seven kimseler arasından seçilmelidirler. Okuyucu ile münasebetlerinde son derece ölçülü olmaları şarttır. Bu personelin kütüphaneyi avucunun içi gibi biliyor olması da çok iyi olacaktır. Çünkü bazı noktalarda okuyucu manuel veya çevirimiçi kataloglardan tespit gerçekleştiremeyebilir, bu durumda salon görevlilerinin danışma hizmetine ihtiyacı olacaktır.
Gittikçe yaygınlaşan bir tavır olarak kütüphanelerde fotoğraf çekmek de dikkat dağıtıcı olabiliyor. Hele şimdi dijital fotoğraf makineleriyle veya cep telefonlarıyla biteviye sayfa fotoğrafl amak, zihni çaba içindeki okuyucu için gerçekten bunaltıcı olabilir. Böyle durumlarda salon görevlilerinin göstereceği bir mekan veya bu tür işlere tahsis edilen masalar fotoğraf çekmek için kullanılabilir.
ÖZEL KÜTÜPHANELER
Özel kütüphaneler en sık şikayetlere sahne olan alanlardan biridir. Bir kere, şahsî mekanda kütüphane hacminde kitaplığa rastlayan kişi hayret evresini çabucak atlatmalı ve gereksiz hareketlere, sorulara kalkışmaktan nefsini men etmelidir. Mesela “bunların hepsini okudun mu?” diye sormamalıdır. Kitaplığın sahibi, muhtemelen kendisine daha önce de kaç kere sorulmuş bu soru karşısında sinirini saklayamayabilir.
Kitapları rafl arından asla izinsiz almamalı ve hele izinle aldıktan sonra da rastgele bir yere tıkıştırmamalıdır. Kitabı aldığınız yere bırakmaya dikkat ediyorsanız, bu kez de kitapların cildine zarar vermeden bunu başarabilecek bir deneyime sahip olmalısınız. Bu sebeple büyüklerimiz “Kitapları ellerinizle değil, gözlerinizle karıştırınız” demiştir.
Çok kitabı bir arada görünce hemen kitap talebinde bulunmamalıdır. Bu kitaplar yeryüzünde sadece orada yoktur. Çok lazımsa o kitabı edinmenin daha makul ve insanî yolları vardır.