Yağmalanan Gümüşhanevî Kütüphanesinin Akıbeti
Z
Yağmalanan Gümüşhanevî Kütüphanesinin Akıbeti
Z
https://www.zdergisi.istanbul/makale/yagmalanan-gumushanevi-kutuphanesinin-akibeti-459
4 Ekim 2020 tarihi itibariyle basına yansıyan bir haber “Rusya Devlet Müzesi’nde Türk İslam alimi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhânevî sergisi açıldı” başlığını taşıyordu. “Sınırsız Tasavvuf: Nakşibendi Şeyhi Ahmed Gümüşhânevî (1813-1893) ve Elyazmaları” adlı serginin açılışına Devlet Şark Müzesi Genel Müdürü Aleksandr Sedov, Rusya Bilimler Akademisi Doğu Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Vitali Naumkin, Rusya Federasyonu Müslümanları Din İdaresi Başkan Birinci Yardımcısı Damir Muhetdinov ve sergi sorumlusu İlya Zaytsev katılmıştı. Rusya ile Türkiye, diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıldönümü vesilesiyle açılan sergide 1918’de kayıplara karışan Ahmed Ziyauddin Gümüşhânevî’ye ait 30 elyazması eser teşhir ediliyordu.
Haberdeki en ilgi çekici detay, Rus akademisyen ve Ortadoğu uzmanı Naumkin’in sergilenen eserlerin çoğunun Rusya Bilimler Akademisine ait olduğunu vurguladıktan sonra kurduğu şu cümlelerdi: “Bu serginin üç önemi var: Öncelikle büyük Türk İslam aliminin mirasının, eserlerinin Moskova’da sergilenmesi. İkincisi, bu eserler Rusya Müslümanları dahil dünya İslam ailemi için önemli eserler. Üçüncüsü, bu eserlerin kurtarılmasında önemli rol oynayan Rusların bu hizmetlerinin anlatılması.”
Pekçok kıymetli kütüphanenin başına gelenler, Gümüşhânevî kütüphanesinin başına da gelmiş ve haksızca bir “yer değişikliği”ne uğramıştı. Ruslar Naumkin’in iddia ettiği gibi bu eserlerin “kurtarılmasında” mı rol oynamışlardı, yoksa bulunduğu yerden alındıktan sonra yurtdışına çıkartılmasında mı?
Gümüşhânevî’nin Of’ta, Bayburt’ta, Rize’de ve İstanbul’da olmak üzere dört kütüphanesinin olduğu biliniyor. Bunlardan Bayburt’taki Ziyaiyye Kütüphanesi 1918 Rus işgali sırasında yakılmış ve içindeki eserler yağmalanmıştı. Yıllar boyunca bu eserlerden haber alınamadı. Nihayet Rusya Devlet Müzesinde “Sınırsız Tasavvuf: Nakşibendi Şeyhi Ahmed Gümüşhânevî (1813-1893) ve Elyazmaları” başlıklı sergi ile ortaya çıkıyor ki, Gümüşhânevî’nin Bayburt’ta yağmalanan eserleri Rusya’ya götürülmüş.
Yağmalanmanın boyutları daha o zamanlar biliniyordu. Çünkü Rus işgali döneminde Of, Rize ve Bayburt’ta kurulan vakıf kütüphanelerinin mütevellisi bulunan Ferşad Efendi (1866-1929), olaya müdahil olmuş ve dönemin Şark Orduları kumandanı Kâzım Karabekir Paşaya bir mektup yazarak, ilk anda Tiflis’e götürülen kitapların geri alınmasını talep etmişti. (Geniş bilgi için bk. Hüseyin Budak, “Ahmed Ziyaüddin Efendinin Şemâili, Ailesi, Doğduğu-Çocukluğunun Geçtiği Muhit, Vefat Tarihi ve Kütüphaneleri”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, ed. İhsan Günaydın – Ali Kuzudişli – Adem Çatak, Gümüşhane Üniversitesi Yayınları, 2014, s. 84.).
Şark Ordusu Kumandan-ı Âlî-şânı Devletlü Kâzım Karabekir Paşa Hazretlerine
Devletlü Efendim Hazretleri, “Nâsın hayırlısı o kimsedir ki Cenâb-ı Hakk onu ümmetin havâicinde istihdâm buyurur.” meâlinde bulunan hadîs-i şerîfi hâtır-ı sâmîlerine getirmek sûretiyle arz-ı hâl ve istirhâm-ı mâfi’l- bâle başlarım. Gümüşhânevî Ahmed Ziyâüddîn Efendi -kuddise sirruhû- ’nun Of, Rize, Bayburd memleketlerinde bulunan üç aded kütübhânesinin bizzat mütevellîsi bulunan dâîleri şu istîlâ-zede kasabaların Bayburd cihetinde bulunanı, Ruslar tarafından imhâ ve kitâblar bilcümle Tiflis’e nakl olunduğu tahkîkāt-ı ahîre-i dâiyânemle tezâhür eylemiş[tir]. Ve kitâblar kütüb-i dîniyyeden olmağla ehl-i İslâmca muhterem olduklarından celbleri ve yine vaz‘-ı istifâde olunması [icab eder]. Ve Şeyh-i müşârün-ileyh hazretlerinin kitâbları her hâlde himem-i azîmeye muhtâc bulunmuşlardır. Allah’ın tevfîkı, Allah’ın dînine nusret edeceklerle berâber bulunduğu, Zât-ı âlînize ma‘lûm ve işbu mes’ele-i ma‘rûzanın hızla husûle vâsıl olması ancak, himem-i celîle [ile] kābil bulunduğu, dâîlerince meczûm bulunduğundan, kütüb-i ma‘rûzanın Tiflis’ten celb olunması esbâbının istikmâline recâ ve niyâz ve zâten meşgūl olduğumuz Ehl-i İslâm duâsına hâssaten hânedân-ı âlî-i kerîmânelerini husûsî sûrette de‘âmî buyurmalarını istirhâm eylerim.
Fermân. 5 Teşrînisânî, sene 337 [5 Kasım 1921].
ed-Dâî Of Kazâsı Müderrislerinden Hoca Ferşâd İbrâhîm