Z Dergi Mobil Uygulamasını
ÜCRETSİZ HEMEN İNDİRİN!

Mobil Websitesine Devam Et >>

Beyaz Perdenin Yıldız Atları
Introtema

Yazı Boyutu: a a a
Okuma Modu

Beyaz Perdenin Yıldız Atları
Introtema

https://www.zdergisi.istanbul/makale/beyaz-perdenin-yildiz-atlari-250

White Mane / Beyaz Yele
1956 yılında Le Ballon Rouge (Kırmızı Balon) ile Cannes’da Büyük Ödül ve En İyi Senaryo dalında Oscar ödülü kazanan Fransız yönetmen Albert Lamorisse’in 1953’te çektiği kısa metrajlı Crin Blanc: Le Cheval Sauvage (White Mane), Fransız yazar René Guillot’nun aynı adı taşıyan çocuk kitabına dayanır.

Film çocuk Folco’nun, kendisini yakalamaya çalışan seyislere direnen vahşî kır at Beyaz Yele’yle ilişkisini ve onu dostça nasıl ehlîleştirdiğini anlatır. Beyaz Yele’ye ilham veren vahşî atların doğal ortamında çekilen film etkileyici sahneleriyle Cannes’da Kısa Film Büyük Ödülü dâhil, birçok ödül kazandı. Bu bölge, Fransa’nın güneyindeki Rhône deltasıyla Camargue bataklığının çetin şartlarında yüzyıllardır dayanıklı, sert ve çevik kalmayı başaran atlarıyla bilinmektedir.

The Black Stallion / Kara Rüzgâr

1979 yılında çekilen ve yapımcılığını Francis Ford Coppola’nnın, yönetmenliğini Carroll Ballard’ın yaptığı film, Walter Farley’in ilki 1941 yılında yayımlanan roman serisinden uyarlandı. Filmdeki atı “Cass Ole” adlı bir Arap saf kanı canlandırdı. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle, babasıyla birlikte evlerine dönmekte olan Alec Ramsey güvertede gördüğü yağız ve hırçın bir Arap aygırına hayran kalır. Çıkan fırtınada atın bağlı olduğu yerden kurtulmasına yardım eder, ancak fırtınanın dehşetinde at gözden kaybolur. Alec fırtınadan sağ çıkıp karaya ulaştığında atın da hayatta kaldığını görür. Aralarında sıkı bir dostluk bağı oluşur. Tesâdüfen tanıştığı ünlü bir at eğitmeni atın üstün yarış yeteneğine sâhip olduğunu fark eder ve birlikte Amerika’da büyük bir yarışa hazırlanırlar.

SeabIscuIt / Zafer Yolu

Seabiscuit, Laura Hillenbrand’ın Amerikan Efsânesi: Seabiscuit adlı kitabından 2003 yılında yönetmen Gary Ross tarafından beyaz perdeye uyarlandı. Film, 1930’lu yıllarda bâzı kusurları olan bir thoroughbred yarış atının yaşamına ve yarış kariyerine odaklanır. Kısa, sıska ve hafif topal bir at olan Seabiscuit, ciddî sakatlıklar yaşamış olmasına rağmen, atların yeteneklerini belirleme konusunda doğal bir yeteneğe sâhip eğitmeniyle yarışlara hazırlanır ve kendisiyle benzer bir kadere sâhip jokeyiyle birlikte mûcizevî başarılara imzâ atar. İkilinin pistlerdeki inanılmaz azmi Büyük Buhran döneminde ülkenin yoksul kesimlerinde sevinç yaratır ve bu zorlu yılların üstesinden gelebilecekleri konusunda onlara iyimser bir duygu aşılar. Seabiscuit yedi dalda Akademi Ödülü’ne aday gösterildi.

HIDALGO

2004 yılında çekilen ve yönetmenliğini Joe Johnston’ın yaptığı Hidalgo, 1890’da “dünyânın en dayanıklı atı ve en iyi binicisi” olarak ünlenen ikilinin, Mustang atı Hidalgo ve binicisi Frank Hopkins’in hikâyesini anlatan biyografik bir westerndir. 

İhtişamlı günlerini geride bırakan efsânevî binici Hopkins, Arabistan’ın “Ateş okyanusu” denilen Necid çöllerinde 3 bin millik ölümüne bir yarışa dâvet edilir. Arabistan’ın en iyi yarış atlarının katılacağı bu yarışta, kendisini el-Hamse (Arap saf kanının ataları) atlarının koruyucusu olarak gören Şeyh’in Mustang Hidalgo’ya karşı kazanmak için yapamayacağı yoktur. Yarış Hopkins için onur ve unvânını korumanın ötesinde bir hayatta kalma savaşına dönüşür.

Hidalgo’yu 5 Mustang atı canlandırdı. Başrolde oynayan Viggo Mortensen filmde kullanılan atlardan biri olan RH Tecontender’ı satın aldı. Senarist John Fusco da filmin ana dublör atı Oscar’ı satın alarak Mustang atlarının koruma altına alındığı Red Road Çiftliği’ne gönderdi

WAR HORSE / SAVAŞ ATI

Savaş Atı, Michael Morpurgo’nun 1982 yılında yayımlanan aynı adlı romanından 2011 yılında Steven Spielberg tarafından filme uyarlandı.

I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine Albert’in çok sevdiği atı Joey, yoksul babası tarafından İngiliz ordusuna satılır. Fransa cephesine gönderilen Joey’un ardından bir süre sonra Albert de orduya gönüllü olarak yazılır. Yaralanıp hastâneye yatırıldığı bir sırada düşman orduların hiçbirinin hâkimiyetinde olmayan bir bölgede bulunan bir attan söz edildiğini işitir. Bu at, Joey’dur. Yönetmen insanla atın dostluğunu duygusal bir yoğunlukta verirken, bir yandan da savaşın trajedisini ve anlamsızlığını atın gözünden yansıtmayı dener.

Filmde kullanılan atlar 4 eğitmen tarafından 3 ay boyunca eğitildi. Ana roldeki at Joey’u 18 at canlandırdı. Filmin bir sahnesinde 280 at kullanıldı. Çekimlerin yapıldığı platoya bir nalbant atölyesi kuruldu. Sürekliliğin sağlanması için ana at karakterinde kullanılan atların derilerini boyamak ve işâretlemek için uzman bir at makyaj ekibi oluşturuldu. At ressamı Ali Bannister, atların yele makyajından ve filmde yer alan atların eskizlerinin çizilmesinden sorumluydu. Atlarla ilk kez bu ölçekte çalışan Spielberg için de filmin bütün aşamaları olağanüstü bir deneyimdi. “Atların hislerini bu kadar iyi gösterebildiklerini görmek beni gerçekten şaşırttı.” dese de sette aldırdığı önlemler bir atın ölümüne engel olmaya yetmedi. 

Savaş Atı; En İyi Film, iki Altın Küre Ödülü ve beş BAFTA dâhil olmak üzere altı Akademi Ödülü’ne aday gösterildi.