“Rüyâda At Murattır!”
Erdem Sarıkaya
“Rüyâda At Murattır!”
Erdem Sarıkaya
https://www.zdergisi.istanbul/makale/ruyada-at-murattir-240
İslâmî rüyâ tâbiri külliyâtına bakıldığında atın, olumlu olduğu kadar olumsuz anlamlar verilerek de yorumlanan bir rüyâ öğesi olduğu görülür. Söz konusu tâbirler, rüyâsında at gören kişilerin düşmanlarına gâlip gelecekleri; bol rızık, izzet, rütbe ve mal sâhibi olacakları noktasında birleşir. Bu tâbirlerde, atla ilgili fizikî özelliklerin yanı sıra, rüyâ gören kişi ve bu kişinin rüyâ sırasında at sembolüyle olan durumu da ayrıca değerlendirilir.
Örneğin İmam Nablûsî’ye göre rüyâda görülen atın cinsiyeti, rengi, yaşı, biniş takımları, tüylerinin çokluğuyla birlikte, ata binen kişinin cinsiyeti, medenî hâli ve at ile ilgili eylemlerinin nedenleri bu rüyâ öğesini yorumlarken dikkat edilmesi gereken durumlardır. Ona göre rüyâda at görmek, genelde rızkın genişliğine, izzet ve makam sâhibi olmaya, düşmandan korunmaya veya ona gâlip gelmeye, hayırlı bir evliliğe ve bâzen de yolculuğa delâlettir. Bununla berâber bir kişi rüyâsında eyersiz ata binerse bu rüyâ o kişinin sebatsız bir işi üzerine alacağına, rüyâsında alaca bir ata bindiğini gören kişinin rüyâsı ise nefsinin arzularına uyarak davranacağına yorumlanır.1
Muhyiddin İbn Arabî ve Seyyid Süleyman el-Hüseynî de at rüyâlarını, çeşitli öğelere bakarak olumlu ve olumsuz olmak üzere iki şekilde tâbir ederler.2 Bununla berâber Arap kültür coğrafyasında rüyâ tâbiri ilminin kurucusu olarak kabul edilen İbn Sîrîn’den yapılan ve son dönemde yayımlanan bir tâbirnâme tercümesi, konuyla ilgili özet bilgiler içermesi bakımından ilginçtir:
“Eğer düşünde at görürse mertebesi ve kadri yüce olur. Ata binerse tâlih ve mutluluğu artar, izzet sâhibi olur; her ne murâdı varsa ona erişir. Eğer düşünde kuyruğu uzun ata binerse murâdına kolaylıkla ulaşır. Tâlih ve mutluluk sâhibi olur. Eğer düşünde kuyruğu kesik ata binerse ve at uçarsa sefere çıkar. Eline çok rızık girer. Eğer düşünde çıplak ata binerse izzeti ve hürmeti artar. Eğer düşünde atıyla cenk ederse murâdına ulaşmak uğruna sıkıntı ve keder çeker. Karısı ile düzeni iyi olmaz; ama sonu iyidir. Rüyâyı gören mutluluk ve ferahlığa ulaşır. Eğer düşünde eyersiz ata binerse istediği nesneye ulaşır; ama murâdına ulaşamaz.”3
İLK DÖNEM EDEBÎ RÜYÂ METİNLERİNDE AT
Türk edebiyâtının ilk dönemlerine âit sözlü ve yazılı verimlerden îtibâren ata önem verildiği görülür. Destan parçalarının yanı sıra, atasözü ve deyim gibi sözlü kültüre dayalı türlerde bu durum belirgindir. İlk yazılı belgelerimiz olan Orhun âbidelerinde at ile ilgili çok sayıda kelime geçer.4 XI. asır verimlerinden Kaşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk isimli eserinde at ve at ile ilgili 180 civârında isim, atasözü ve tâbir vardır.5
Edebiyâtımızda ilk dönemden îtibâren edebî eserlerde anlatı öğesi olarak kullanılan at, edebî rüyâ metinlerinde yardımcı bir öğe olarak görülür. XI. asır mesnevîlerinden Kutadgu Bilig’de anlatılan “Odgurmış’ın gördüğü rüyâ” bu açıdan iyi bir örnektir. Odgurmış, rüyâsında elli basamaklı, yüksek ve enli bir merdiven görür. Karşısına dikilen bu merdivenin basamaklarına birer birer basarak yukarıya çıkar. Sonuna kadar kaç basamak olduğunu sayar. Son basamağa geldiğinde, bir atlı ona su uzatır. Odgurmış, bu suyu alıp sonuna kadar içer. Daha sonra havaya yükselerek kaybolur.6 Odgurmış’ın rüyâsının anlatımında bir atlı olarak tasavvur edilen Azrâil’dir.
Atın yardımcı bir öğe olarak kullanıldığı diğer bir edebî rüyâ anlatısı Süheyl ü nev-bahâr’da geçmektedir. Eserin ana kahramânı olan Nevbahâr, rüyâsında bir doğan kuşu olup uçtuğunu, yerdeki bir atlının kendisini fark edip seslendiğini, onun sesini duyarak yere indiğini görür. Bir süre onunla oturduktan sonra, o atlı yiğit elinden kaçar. İki üç kişi ardına düşse de hiçbiri o yiğide yetişemez. Bunun üzerine rüyâsından uyanır.
Ki görmiş-idi düşde hem Nev-bahâr
Togan olubanın havâya agar
Bir atlu yazı yirde anı görür
Okır çagırur bir arada turur
İşidür ünini havâdan iner
Ol atlu yigidün eline konar
Çü bir lahza oturur andan uçar
Bu yigit elinden yabâna kaçar
Düşer bir iki üç kişi ardına
Birisi irişmez anun gerdine Bu düşi görüp ol gün uyandıdı
Odasındayiken oda yandıdı7
İnsanın rüyâlarını anlama ve tâbir etme arzusu târihin ilk çağlarından beri vardır. Bu noktada rüyâda at görme, eski ve etrâfında bol miktarda tâbir malzemesi birikmiş bir kültür öğesi olarak karşımıza çıkar. İslâmî kültür dâiresinde görenin olduğu kadar görülen öğenin farklı özelliklerine de dikkat edilerek olumlu ya da olumsuz olarak tâbir edilen at görme rüyâları için tâbirnâme geleneğinin klasik eserlerinde sayfalarca yer ayrılmış oluşu, bu öğe etrâfında toplanan kültürel kabullerin derinliğini ve halk arasındaki yerini gözler önüne sermektedir.
1 İmam Nablûsî, İslami Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, çev. Ali Bayram-M. Sadi Çöğenli, Cümle Neşriyât, s. 107-111.
2 Seyyid Süleyman El-Hüseyni, İslami Rüya Tabirleri Ansiklopedisi, sad. Hatice Alemcioğlu, İstanbul, Alem Ticaret, 2006, s. 56-59; Muhyiddin Arabî, Rüya Tabirleri, haz. Rahmi Serin, İstanbul, Pamuk Yayınları, s. 36-37.
3 İbni Sîrîn, Rüyalar Kitabı (Hazâ Tabir-nâme-i İbni Sîrîn), haz. Savaşkan Cem Bahadır, Büyüyen Ay Yayınları, İstanbul, 2017, s. 137.
4 Servet Karçığa, “Orhun Abidelerinde At Kavramına Genel Bir Bakış”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 9, sayı: 43, 2016, s. 378-386.
5 Kafesoğlu, agmd, s. 28.
6 Erdem Sarıkaya, “Eski Türk Edebiyatında İlk Edebî Rüya: Odgurmış’ın Rüyası”, Türkiyat Mecmuası, c. 26/2, 2016, s. 345-370.
7 Mesûd b. Ahmed, Süheyl ü nev-bahâr, haz. Cem Dilçin, AKM Yayınları, Ankara, 1991, s. 269-270, b. 1119-1124.